EKONOMİK BUHRAN KAPIDA..

Tedbir alınmazsa üretimde kaos olacak.. Kıtlık.. Kuraklık.. Corona.. İşsizlik..

Çanakkale’nin tek içme su kaynağı olan Atikhisar Barajı, bu yıl beklenen yağışların olmaması nedeniyle su seviyesi geçtiğimiz yılın yarısının altına kadar düştü..

Çanakkale çiftçisinin önünde sadece su kıtlığı yok.. Corona Virüs Salgını nedeniyle tarlasına da gidemeyen üretici, gitse bile artan maliyetleri karşılayamayacağından dolayı bu yıl ekim yapamama riskiyle karşı karşıya.. Salgın nedeniyle işsiz kalan kişi sayısı bilinmiyor.

“EN KURAK YIL 2007-2008 YILLARIYDI”

Çanakkale’de bu yıl beklenen yağışlar gerçekleşmedi. Herkes bilir ki; yağmurdan daha çok kar yağışı barajları doldurur. Konuyla ilgili açıklama yapan Çanakkale Belediyesi Başkan Yardımcısı M.İrfan Mutluay, Çanakkale’de 2007-2008 yılında büyük bir kuraklık yaşandığını hatırlatarak; “Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin etkilerini, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de daha yakından hissetmeye ve kurak periyotları daha sık yaşamaya başladık.

Meteorolojik verilere göre, Çanakkale, yıllık toplam yağış ortalaması 616,7 milimetre iken, 2007-2008 hidrolojik yılında, diğer bir ifadeyle tarım yılında (1 Ekim – 30 Eylül arası) 317,4 milimetre yağış ile oldukça kurak bir yıl yaşadı ve ortalamanın yarısı kadar bir yağış aldı. Arada geçen zaman dilimi içerisinde de kuraklığı sıkça hissetmeye ve telafuz etmeye başladık” dedi.

“ORTALAMANIN YARISINDAN AZ YAĞIŞ GERÇEKLEŞTİ”

Çanakkale Belediyesi Başkan Yardımcısı M.İrfan Mutluay, bu yıl gerçekleşen yağış miktarları ile ilgili olarak ise endişe verici şu bilgileri verdi; “İçinde bulunduğumuz 2019-2020 yılında da yağış miktarı bakımından durumun iç açıcı olmadığı görülüyor. 1 Ekim tarihinden itibaren Mart ayı sonuna kadar ilimizin uzun yıllara dayalı yağış ortalaması 477,5 milimetre iken, şu ana kadar 200,5 milimetre ile bu miktarın yarısından az yağış aldık.

İlkbaharda yeteri kadar yağışın düşmemesi halinde barajlar ve göletlerin doluluk düzeylerinin yeterli olmayacağı görülüyor. Bu kurak dönemin devam etmesi sonucu, gerek tarımsal üretimimiz açısından, gerekse içme ve kullanma suyu temininde sıkıntılı bir sürece girilebilir. Bu noktada kentimizi en çok ilgilendiren konu ise tek içme ve kullanma suyu kaynağımız Atikhisar barajının doluluk düzeyi ve depolanan su miktarıdır.”

” ATİKHİSAR BARAJININ DOLULUK ORANI YÜZDE 48..”

Atikhisar barajının doluluk oranının geçtiğimiz yıl yüzde 90 seviyelerinde olduğunu, bu yıl ise yüzde 48 seviyesinde olduğunu belirten İrfan Mutluay; “53 milyon metreküp depolama hacmine sahip Atikhisar Barajının, şu anda doluluk düzeyi %48 ve barajdaki mevcut su miktarı 25,9 milyon metreküptür. Kentimizin içme ve kullanma suyu tüketiminin yıllık 11-12 milyon metreküp olduğu düşünüldüğünde, Atikhisar barajında depolanan suyun başka bir amaçla kullanılmaması halinde bile kentin 2 yıllık ihtiyacını ancak karşılamaktadır” dedi.

“ATİKHİSAR’DAN 2885 HEKTAR TARIM ALANI SULANIYOR.. BU YIL TARIMA SU..”

Yüzde 48 doluluk oranı ile Atikhisar Barajındaki su miktarının iki yıl boyunca kentin ihtiyacını karşılayabileceğini ancak barajdaki sudan tarımsal sulama yapıldığına da dikkat çeken Çanakkale Belediyesi Başkan Yardımcısı M.İrfan Mutluay, bu yıl kısıtlanmaya gidilebileceğine dikkat çekti. Mutluay; “Atikhisar barajı aynı zamanda tarımsal sulamada da kullanılmakta ve 2885 hektar sulama alanına sahiptir. Nisan ayında düşecek yağış miktarı ve Atikhisar barajındaki su rezervi tarımsal sulamaya tahsis edilecek su miktarının ve su verilecek tarım alanının saptanmasında belirleyici olacaktır. Bu noktada, suyun kullanımına yönelik DSİ’nin vereceği karar oldukça önemlidir.

2007-2008 yılında yaşanan kurak dönemde olduğu gibi, Atikhisar barajının sulama alanında bulunan 550 hektar yüzölçümlü sabit tesislere (meyvelik ve çok yıllık bitkiler) su verilerek, bunun dışındaki tarım arazilerindeki ekilişlerin kısıtlanması yaşanacak olası sorunların önüne geçecektir. Su kayıplarının giderilmesi açısından Atikhisar barajı sulama şebekesinin ivedilikle kapalı sisteme dönüştürülmesi, tarımsal sulamada yüzey sulaması yerine yağmurlama damlama gibi basınçlı sulama sistemlerinin tercih edilmesi başlıca önlemler arasındadır.  Koronavirüs salgını ile birlikte evde geçirilen zamanın ve hijyen ihtiyacının artması aynı zamanda su tüketimini de artırmaktadır. Çanakkale Belediyesi olarak kuraklık tehlikesine karşın bir kez daha tüm hemşerilerimizi suyu tasarruflu kullanmaya davet ediyoruz” dedi.

“TARIMSAL ÜRETİMDEKİ KAYIPLAR; BİZLERİ GIDA KRİZİ İLE KARŞI KARŞIYA BIRAKIR”

Tarımsal üretimin sadece su kıtlığı ile değil Corona Virüs Salgını ile de tehdit altında olduğuna dikkat çeken İrfan Mutlu Ay; “Nisan-Mayıs ayları ile birlikte tarımsal faaliyetlerin ve işgücü ihtiyacının arttığı bir döneme girilmektedir. Tüm dünyayı ve ülkemizi etkisi altına alan Koronavirüs salgını ile birlikte sokağa çıkmanın, İller arası yolculukların ve insanların toplu olarak bir arada bulunmalarının kısıtlanmasının tarımsal üretim üzerinde oluşacak olumsuz etkilerine karşı da önlemler alınmalıdır. Tarımsal üretimde oluşabilecek kayıpların önüne geçmek ve gıda krizi yaşamamak için sebze fideleri mutlak suretle toprakla buluşmalıdır.

Tarımdaki işgücü ihtiyacı uzun yıllardır bölge dışından ilimize gelen mevsimlik tarım işçileri ile karşılanmaktadır. Salgının devam etme olasılığı göz önünde bulundurularak, mevsimlik tarım işçilerinin ulaşım, konaklama, çalışma koşulları, hijyen, insan sağlığı ve pandemi önlemleri dikkate alınarak planlanmalıdır.

“ÜRETİCİLERİ KORUYACAK ÖNLEMLER ALINARAK ÜRETİME DEVAM ETMELERİ SAĞLANMALI”

Tarım üreticilerinin ekim yapmaması halinde büyük bir gıda krizi ile karşı karıya kalınabileceğine dikkat çeken Çanakkale Belediyesi Başkan Yardımcısı M.İrfan Mutluay; “Kırsalda yaşayan ve geçimini tarımdan sağlayan 65 yaş üzeri insanların sokağa çıkma yasağının kontrollü bir biçimde kaldırılarak, sağlık önlemleri alınarak ve özel izinle tarımsal üretime devam etmesi sağlanmalıdır. Koronavirüs salgınının devam etmesi halinde ülkeler arası ticarete, dolayısıyla ithalat ve ihracata da sınırlandırma getirileceği düşünülerek, tohum, gübre, tarım ilacı gibi tarımsal girdi ithalatında ve tarımsal ürün ihracatında sorunlar yaşanacağı öngörülmelidir.

İnsanlarımızın en temel ihtiyacı olan gıda maddelerinin eksiksiz bir biçimde karşılanması, gıda krizinin yaşanmaması, gerek üreticilerin gerekse tüketicilerin mağduriyet yaşamaması için ivedilikle tarımsal üretim planlaması yapılmalıdır” önerisinde bulundu.

YASAKLAR SONRASI 21 BİN 580 ESNAFIN 4/3’Ü DÜKKAN KAPATTI!

Çanakkale’de faaliyet gösteren küçük esnaf ve yanlarında çalışan işçilerin durumları ile ilgili olarak Çanakkale Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Ünal Özcan ile görüştük. Çanakkale il genelinde odalara kayıtlı küçük esnaf sayıları ve Corona Virüsü sonrasındaki durumları ile ilgili bilgi veren Ünal Özcan; “Çanakkale il genelinde odalarımıza kayıtlı 21 bin 580 küçük esnafımız var. Çanakkale il merkezinde ise bu sayı 6 bin 790’dır. Corona Virüsü salgını sonrasında gerek il gerekse ilçe Hıfzıssıhha Kurullarının aldığı kararlar sonrası kapanan esnafların sayıları budur” dedi.

“MÜŞTERİ OLMADIĞINDAN KAPATAN ESNAF SAYISI BELLİ DEĞİL”

Çanakkale Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Ünal Özcan yasaklar kapsamı dışında olan ve kapatan esnaf sayısının ise tam bilinmediğini şu sözlerle açıkladı; “Ancak, Hıfzıssıhha Kurullarının aldığı yasak kararına dahil olmayan tuhafiye gibi, bakkal, market, manav, fırın hatta müşteri almadan paket servis yapan esnaflarda var. Bunların içerisinde müşteri olmadığı için kapatmak zorunda olan küçük esnafımızda var. Tam sayıyı söylemek mümkün değil. Bunları da eklediğimizde sayı daha da artar” dedi.

“ORTALAMA HER BİR ESNAF BİR İŞÇİ ÇALIŞTIRIYOR”

21 bin 580 adet küçük esnafın her birinin yanında da ortama bir işçi çalıştırdığını belirten Ünal Özcan; “Şu anda Çanakkale’de kayıtlı 94 bin 884 SGK’lı çalışan var. Ortalama her bir küçük esnafın işyerinde bir işçi istihdam ettiğini düşünebiliriz. Corona Virüsü nedeniyle bu kadar işçiden kaçı ücretli, kaçı ücretsiz izne çıkartıldığını tespit etmeye çalışıyoruz. Devletin açıkladığı Kısmi Çalışma Ödeneğinden faydalanması için esnaflarımızla çalışma yürütüyoruz. Bir yandan da esnafımızın sağlığını korumaya yönelik çalışma yürütüyoruz” dedi.

PAZARDA ÜRÜNLERİN FİYATI ALMIŞ BAŞINI GİTMİŞ..

Geçtiğimiz yıl 31 Mart seçimleri öncesinde Türkiye uzun yıllar sonrasında Tanzim Satış Kuyrukları ile karşı karşıya kalmıştı. Soğan, Patates gibi ürünlerin kilo fiyatları 10 TL’nin üzerine çıkmıştı. Bu hafta kurulan Cuma Pazarı’nda da durum geçen yılı aratmıyordu! Cuma Pazarında giyim tezgahları kurulmazken diğer tezgahlar üçer metre ara ile kuruldu. Pazarcı esnafı, diğer pazarlara göre  satışların yüzde 50 az olmasına rağmen ürün bulmakta sıkıntı çekildiği için fiyatların yükseldiğini dile getirdiler.

SOĞAN VE PATATES FİYATLARI YİNE UÇACAK!

Geçtiğimiz pazar kilosu 2 ile 3 lira arasında satılan patates ve soğanın bu hafta fiyatı 5 lira oldu. Patates ve soğan satan esnaf, ileriki günlerde bu iki ürünün fiyatının daha da artabileceğini söyledi. Portakal da kilosu beş liradan satılarak fiyatı en çok artan meyve arasındaydı. Diğer sebze ve meyve fiyatları ise şöyle; Çilek 6,  Muz 10, Mantar 7, Salatalık 5, taze Bakla 6, Patlıcan 5, domates 3, çarliston biber 7, marul 3, elma 5 ile 10, ıspanak 3 ile 5, pırasa 4, karnabahar tane 7 lira.

Bu pazar fiyatı 18 ile 20 lira arasında satılan kahvaltılık Sivri Biber en pahalı üründü. Pazar yerinde bütün uyarılara rağmen birçok vatandaşın maske ve eldiven takmadığı ve sosyal mesafeyi korumaya çok dikkat etmediği görüldü.

Haber Kaynak: Aynalı Pazar