Zeynep Pelin Ataman 03 Şubat 2020 - 17:49 - 28416 Kişi Okumuş
Korkma be kardeşim… Sevmekten bu kadar korkma… Hırsların sönmez ise, ‘öteki’ dediğini, kendinden değil diye her fırsatta itip kakmayı bırakmazsan aynı hayatta birlikte yaşlanamayız.
Bu şafaklarda en çok ağlayan sen değilsin ki… Kimsenin acısı kimseden fazla değil… Hem söylesene; birbirimizi sadece savaşta mı kollayacağız biz? Birbirimizin yüzüne eninde sonunda bakmak zorunda kaldığımızda ellerimizi tutmak sanma ki çok kolay olacak. Savaştığı ve öldürdüğü düşman askerlerinin annelerini teskin eden bir adamın sana altın tepside sunduğu bu memlekette başkasının acısını ne kadar sırtlıyorsun? Dur ve düşün.
Tuttuğun takımı, bulunduğun mahalleyi, inandığın dini, cinsiyetini, nüfus cüzdanında yazan her şeyi bir kenara bırakıp sadece insan diye bakıyor musun ötekinin acısına? Ah ‘ama‘ ile başlayan her bir cümlenin meşru kıldığı nefretin sönmeden biz birlikte nasıl sevineceğiz, yurdumun denizlerinde, üstünde en yüksek tepelerinin? Düğün evinde de, çıkan cenazede de tüten, en son misafir gidene kadar yanan ocaklarında pişen aşlar etrafında toplanan Anadolu kültürünün birleştiriciliğini ne zaman üzerinden sıyırdın sen?
O benim milletimin olsun olmasın diye savaşta kimsesiz kalan çocukları evinin yıldızı, baş tacı yapandır senin ataların. O yüzden her daim herkesi kucaklayan misafirperverliği ile tarihte parlayacak ecdadınla övünüyorsun. Hakkındır. Ancak ecdadın da yanlış yapma özgürlüğünü kullanmıştır. Çanakkale geçilememiştir ancak sadece bu büyük zaferin üzerinden bir yıl geçtikten sonra Mondros Ateşkes Anlaşması ile Osmanlı Devleti itilaf devletlerine boğazları teslim etmiştir. Demek ki bir savaşı belli cephelerde kazansan da bazı cephelerde kaybetmiş olabilirsin. Önemli olan barışı tesis ettiğinde bu yanlışlara bakıp ders almaktır. Bunu hatırlama hasleti ise o nefret söylemlerinde değil, insansa benimdir, o benim milletimindir, diyendedir ancak.
Sen şimdi senin gibi düşünmeyenlere çatma hakkını kendinde bulup sadece kendi fedakarlıklarını önemseyerek aile kavgasında haklı çıkmak için ‘ben her şeye kurban olayım’ psikolojisine giriyorsun ya… Yapma. Çehreni ‘ey’ diyerek karartıp parmağını ötekine sallama. Hepimizin üzerine doğuyor bu nazlı hilâl; hepimizin atasıdır kahraman olan… Irkıma ne sövmeye ne övmeye hakkın var. Bu kadar fazla birbirini kırdıktan sonra nebir gül, ne bu şiddet, bu celâldir birleştirecek olan ellerimizi…
Bizi bir tutan birlikte ‘savaşmak’ kadar kolay olmalıdır ‘barışmak’ da. Atalarının ruhuna iyi bir şeyler gitmesini istiyorsan Çanakkale’de, insanlığı birbirine kırdıran bir savaşta koyun koyuna yatan, ırkı, dini, milliyeti ne olursa olsun ölen onca çocukları hatırla… Sonunda barışçıl hisleri tesis edemediğin hiç bir davanın haklı olmadığını defalarca kanıtlamış insanlık tarihi. O savaşta ölen tüm askerler kalkıp Abide’den, Morto Koyu’ndan fısıldarlar bir kale rüzgarıyla. Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helâl diyerek… Dünyanın yarısını birbirine düşürmeye çalışmış metrekaresine 600 merminin düştüğü o savaşı yaratan “Medeniyet!” dediğin şey hümanizma karşısında tek dişi kalmış canavardır aslında. Bunu hep hatırla.
Zeynep Pelin ATAMAN
BENZER HABERLER
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK HABERLER